Selamlar!
Geçen hafta Karayip Korsanları-Salazar'ın İntikamı adlı filme anneciğim ile beraber gittim. Seri biraz geç çıktı galiba. Çünkü ben çoktan yeni filmin geleceğini unutmuştum :D Lafı çok uzatmadan filmden bahsetmek istiyorum.
Bildiğiniz üzere Will Turner (Orlando Bloom) bir lanet üzerine Siyah İnci'de tutsak kalmıştı. Fakat Turner'ın bir de oğlu var. Ve bu oğlan çocuğu büyüyünce babası gibi korsan oluyor. Amacı ise babasını bu lanetten kurtarmak. Bu hedef uğruna bir maceraya atılıyor ve bu macerada ilk karşılaştığı kişi "Salazar (Javier Bardem)" oluyor.
Kendisi eskiden "Denizlerin Matadoru" olarak anılıyormuş. Fakat Jack Sparrow'un (Johhny Deep) yaptığı akıllıca bir hamle yüzünden o ve adamları ölü olarak kalmışlar. - Bu kısmı biraz anlatamadım gidin izleyin bence :D- Her neyse Salazar tabii ki de Jack'in peşinde. Bildiğimiz üzere bir önceki fimlerde Jack'in hep yanında taşıdığı bir pusulası var. Eğer pusula Salazar'ın eline geçerse Salazar tekrar denize çıkıp eski gücüne ulaşacak.
Eee bu sonuçta Jack. Tabi ki de 5 parasız kalınca elindeki pusulayı takas ediyor (Rom için başka ne olabilirdi?!) Salazar birden ortaya çıkınca işler karışıyor. Bu karmaşıklıktan ise tek çıkış yolu Poseidon'un 3 çatallı mızrağına kavuşmak. Bu mızrağa sahip olan kişi denizlerdeki bütün lanetleri ortadan kaldırabiliyor. Burada devreye Barbosa'nın kayıp kızı giriyor. Kendisi bir gök bilimci ve babasının Barbosa olduğundan haberi yok. Her ne oluyorsa oluyor Jack ve diğerleri kazanırken; Salazar ve adamları kaybediyor.
Hiç mi aşk yok diyenler için. Tabi ki var :D Turner'ın oğlu ile Barbosa'nın kızı arasında bir aşk doğuyor. Aynı zamanda denizlerdeki tüm lanetler ortadan kalktığı için Turner ile Elisabeth Swan (Keira Knightley) birbirlerine kavuşabiliyorlar.
Geçen hafta Karayip Korsanları-Salazar'ın İntikamı adlı filme anneciğim ile beraber gittim. Seri biraz geç çıktı galiba. Çünkü ben çoktan yeni filmin geleceğini unutmuştum :D Lafı çok uzatmadan filmden bahsetmek istiyorum.
Bildiğiniz üzere Will Turner (Orlando Bloom) bir lanet üzerine Siyah İnci'de tutsak kalmıştı. Fakat Turner'ın bir de oğlu var. Ve bu oğlan çocuğu büyüyünce babası gibi korsan oluyor. Amacı ise babasını bu lanetten kurtarmak. Bu hedef uğruna bir maceraya atılıyor ve bu macerada ilk karşılaştığı kişi "Salazar (Javier Bardem)" oluyor.
Kendisi eskiden "Denizlerin Matadoru" olarak anılıyormuş. Fakat Jack Sparrow'un (Johhny Deep) yaptığı akıllıca bir hamle yüzünden o ve adamları ölü olarak kalmışlar. - Bu kısmı biraz anlatamadım gidin izleyin bence :D- Her neyse Salazar tabii ki de Jack'in peşinde. Bildiğimiz üzere bir önceki fimlerde Jack'in hep yanında taşıdığı bir pusulası var. Eğer pusula Salazar'ın eline geçerse Salazar tekrar denize çıkıp eski gücüne ulaşacak.
Eee bu sonuçta Jack. Tabi ki de 5 parasız kalınca elindeki pusulayı takas ediyor (Rom için başka ne olabilirdi?!) Salazar birden ortaya çıkınca işler karışıyor. Bu karmaşıklıktan ise tek çıkış yolu Poseidon'un 3 çatallı mızrağına kavuşmak. Bu mızrağa sahip olan kişi denizlerdeki bütün lanetleri ortadan kaldırabiliyor. Burada devreye Barbosa'nın kayıp kızı giriyor. Kendisi bir gök bilimci ve babasının Barbosa olduğundan haberi yok. Her ne oluyorsa oluyor Jack ve diğerleri kazanırken; Salazar ve adamları kaybediyor.
Hiç mi aşk yok diyenler için. Tabi ki var :D Turner'ın oğlu ile Barbosa'nın kızı arasında bir aşk doğuyor. Aynı zamanda denizlerdeki tüm lanetler ortadan kalktığı için Turner ile Elisabeth Swan (Keira Knightley) birbirlerine kavuşabiliyorlar.
Gelelim benim yorumuma; filmde çok fazla bilgisayar oynaması mevcut ve bunlar biraz fazla göze batıyor. Sanırım teknolojinin yeni çıkması ve uygulanmasıyla alakalı olsa gerek. Onun dışında filmin orta kısımlarında biraz sıkıldım gibi oldu. Çok fazla kovalamaca vardı. Ve hep aynı kişileri aynı sebeplerden arıyorlardı. Biraz uzadı o sahneler.
Sanırım kişisel olarak daha fazla Salazar görmek isterdim. Biraz daha korkutucu olabilirdi. Onun dışında önceki filmlerde neler olduğunu hatırlamayanlar varsa lütfen izlesin çünkü o zaman film hiç anlaşılmıyor.
Benden bu yazıda da bu kadar. Kendinize iyi bakın. Başka yazıda görüşmek üzere!
Yorumlar
Yorum Gönder