İSTANBUL KAHVE FESTİVALİ 2015

Beklenen festival, beklenen yazı. Çok kahve sevmeyen biri olarak bu festivale ısrar kıyamet üzerine katıldım. Mesela çay festivali olsa kombine bilet satın alırdım :D Festivale gelmeden önce o meşhur logoyla fotoğraf çektirdik.

Şimdi festivale gelecek olursak öncelikle bütün katılımcılara ve kahveseverlere teşekkür ediyorum. Çünkü harika bir festivaldi. Mekana çok erken geldiğimiz için önce sergi alanını gezdik. Bu alanda kahve ile yapılan resimler ve bardak üzerine yapılan çizimler (cup art)  fazlasıyla dikkat çekiyordu.
İçeriye girdiğimizde bizi adını duyup duymadığımız bir sürü kahve markalarının stantları karşıladı. Neredeyse herkes güler yüzlü ve sempatikti. Festivalin programında seminerler, workshoplar ve bilgilendirici seanslar bulunuyordu. Festival beş bölümden oluşmaktaydı. Ve bu bölümlere geçiş trenlerin içinden yapılabiliyordu. Örneğin peron1'den peron2'ye ve diğer yerlere geçiş tren içinden yapılabiliyor. Bu etkinlik için Haydar Paşa Garı gerçekten biçilmiş kaftandı. Tarihi doku ile geleneksel kahve bağdaşmış aynı zamanda modern kahveciliği de bu yapı içerisine yerleştirebilmişler. 

Öncelikle arkadaşlarımla stant yerlerine alışabilmek amacıyla geniş bir gezi yaptık. Daha sonra mekana alışınca önce çok meşhur yerlerin kahvelerini içmeye başladık. (Starbucks, Caffe Nero, Gloria Jeans, Kahve Dünyası ve daha bir çoğu, aklıma gelenler bu kadar) Burada baristaların sanatlarını açık bir şekilde izleyebildik. Hatta bununla alakalı workshoplar bile yapıldı.

Eğer filtre kahve seviyorsanız bu festivalde yeni bir mekan keşfettim. Ben Coffee Roasters. Sadece Moda 'da şubesi bulunuyor. Fakat pişman olmayacaksınız. Çünkü filtre kahve bildiğimiz üzere daha çok sert içimli oluyor ve ağzımızda çok acı bir tat bırakıyor. Ben Coffee Roasters'da içtiğimiz kahve tadımlık idi ama yumuşak içimli ve taze olduğu çok belliydi. Bu yüzden filtre kahve sevenlere ve denemek isteyenlere Ben Coffee Roasters'ı kesinlikle öneriyorum.

Ya bu festivalde hiç mi yemek hiç mi tatlı yok diyorsanız tabi ki de var. Özellikle "Bir Mutfak Meselesi: Atölye" tarafından yapılan tatlılar ve Upper Crust'ın servis ettiği pizzalar tadılmaya değer. Tabi bunlar tadım şeklinde gerçekleşmiyor belli bir ücreti var. Fakat bunun dışında içilecek kahveler elbette ki ücretsizdi. Sanırım herkesin merak ettiği kısım buydu :D

Yemek konusuna geri dönecek olursak Forfun adında bir stant gördük ve Çin'de yaygın olan şans kurabiyesinden satıyorlardı. Bu kurabiyenin iki farklı çeşidini yapmışlar biri vanilyalı diğeri ise çikolatalı. 5li 8li olmak üzere paketler halinde satılıyorlar. Ve tatları enfes. Ayrıca içinden fallar çıkıyor. Mesela benim falım "Bu işi sakın kaybetme." şeklinde çıktı. Her ne kadar fallara inanmasam da adı üstünde "for fun".


Başta sergi alanından bahsetmiştim. İçeride de aynı sergi alanları devam ediyor. Trenlerin içinde video izleme alanları var ve burada kahve ile alakalı videolar izleyebiliyorsunuz. Büyük tuvallerin üzerine yapılan resimler bu peron alanlarında sergiye çıkarılmış. Biz de durmadık tabi ki de fotoğraf çektirdik.


Ayrıca tarih sevenler için trenlerin bazıları açık ve içini gezebiliyorsunuz. Hatta oturup kahvenizi de yudumlayabiliyorsunuz. Bununla alakalı Kuru Kahveci Mehmet Efendi güzel bir uygulamaya gitmiş ve trenin içine masa sandalye koyarak tren içerisinde ufak bir kahve mekanı yaratmış. Trenlerin arasında dolaşırken güzel kareler yakalamakta mümkün. Tabi sağa sola bakmak şart yoksa görmeden geçen çok arkadaşımız oluyor :)


Bunlarda benim o tren aralarında çektiğim fotoğraflar. 

Bu manzaranın arasında benim gibi çay tiryakisi bir insanın aşırı kahve tüketmesini  bekleyemezsiniz. Tabi ki de kahve festivalinde de çayı buldum. Ve bunun için de Krispy Kreme teşekkür ediyorum. Ayrıca Krispy Kreme bir kampanya uygulamıştı. Bu festivalde Cadılar Bayramı temalı donutlarını satışa sunmuştu. Aynı zamanda Eti; Karam ürününü kullanarak "kahvenin yanında en güzel Karam gider." mottosuyla yola çıkarak başka bir pazarlama stratejisi benimsemişti. Ve çok da iyi işler başardılar çünkü; #karamlakahve hastagiyle çekilişe katılıp hediyeler kazanmamızı sağladılar.

Bu festivalde sadece kahve tanıtımı, yemek tanıtımı, tatlı dükkanları bulunmuyor. Fiat,TEB gibi büyük kurumlar ve markalar da festivalde yer almıştı. Bu sayede hem yeni ürünlerini tanıtıyorlardı hem de festivali daha eğlenceli hale getiriyorlardı. Örneğin TEB fotoğraf kabini getirerek katılımcıların eğlenceli fotoğraflar çekmesini sağladı.

Diğer bir yandan tek gün katılım sağlayabildiğimiz için festivalden hatıra kalması adına Starbucks'ın yaptığı "Kendi Sleevenizi Kendiniz Tasarlayın" workshopuna katıldık. Burada bütün malzemeleri onlar sağladı ve bizim yapmamız gereken tek şey hayal gücümüzle bir şeyler tasarlamak oldu. 


Benim yaptığım sleeve yukarıdaki gibi oldu. Bunu tabi ki oturup evde de yapabilirsiniz.

Burada yazım sona eriyor :)  Her ne kadar festival bittikten sonra yazmış olsam da, yazıyı okuyanlar umarım keyif almıştır. Bir sonraki yazıda görüşmek üzere.

Yorumlar

Yorum Gönder